Ateşkes Tuzağından Gerçek Çözüme Gazze Konferansı - İstanbul

FİLİSTİN

Ateşkes Tuzağından Gerçek Çözüme Gazze Konferansı - İstanbul

“Ateşkes Tuzağından Gerçek Çözüme Gazze” başlıklı konferansımızı İstanbul Esenyurt’ta gerçekleştirdik.

Mısır, Türkiye ve Katar’ın garantörlüğünde 10 Ekim’de imzalanan; ABD Başkanı Donald Trump tarafından hazırlanan ve çevresindeki aktörler tarafından hayata geçirilmesi için yoğun çaba sarf edilen sözde ateşkes planının perde arkası ve taşıdığı ihanet boyutu, Gazze’de direnişi tasfiye etmeyi ve bölgede bir manda yönetimi tesis etmeyi hedeflemesi bağlamında ele alındı. Bu kapsamda yürütülen konferans serisine İstanbul Esenyurt’ta devam edildi.

28 Aralık Pazar günü Nene Hatun Kültür Merkezi’nde düzenlenen konferansta, sözde ateşkes sonrasında gasıp Yahudi varlığı İsrail’in Gazze’de farklı şekillerde sürdürdüğü vahşi soykırım; Filistin’in 77 yıldır yaşadığı işgal ve direniş tarihiyle birlikte değerlendirildi. Sunumunu Ali Gürgün’ün üstlendiği program, Hafız İbrahim Teski’nin Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başladı.

Akabinde konferansın ilk konuşmacısı olarak Senabil İnsani Yardım Derneği Başkanı Muharrem Güneş söz aldı. Aksa Tufanı Harekâtı’nın sarsıcı etkisine ve sonrasında maruz kalınan soykırıma rağmen Gazze halkının gösterdiği sabır ve fedakârlığa dikkat çeken Güneş, bu başarının İslam akidesine bağlılık ve cihad şuuru ile elde edildiğini ifade etti. Gazze her ne kadar harap edilmiş olsa da bu şuurla yeniden ayağa kalkacağını belirten Güneş, Filistin’in dostu gibi görünen İslam beldeleri yönetimlerinin; sözde ateşkes ve anlaşma adı altında ABD Başkanı Trump’ın hazırladığı şerli planı olduğu gibi imzaladıklarını ve direnişin silahını almak için çabaladıklarını söyledi.

“Allah ile ahitlerini bozan bir toplumdan anlaşmalara uymalarını bekleyen, Kur’an’ı anlamamış demektir!” ifadelerini kullandı.

Konferansın ikinci konuşmacısı Aksa İlim ve Davet Derneği (AKMER) Başkanı, eğitimci Hamza Er ise Gazze’de yaşananların İslam ümmeti nezdindeki yansımalarını değerlendirerek konuşmasına başladı. İşgalci İsrail’in gerçekleştirdiği soykırım sebebiyle tüm dünyada nefret edilen ve izole edilen bir konuma gelmesine rağmen, Müslümanlar olarak bu kötülüğü ortadan kaldırma noktasında Gazze direnişine yeterince eşlik edilemediğini ve fırsatın hakkıyla değerlendirilemediğini dile getirdi.

“Biz, Gazze katledilirken saraylarını ve koltuklarını korumak için Filistin’i, Gazze’yi satan; kınamak için Amerika’dan, İngiltere’den izin bekleyen sözde yöneticileri gördük!" diyen Er, Filistin’in geleceğinde yalnızca samimi ve cesur olanların söz sahibi olacağını vurguladı.

Konferansın son konuşmacısı Hizb-ut Tahrir Türkiye Medya Bürosu Başkanı Mahmut Kar ise Gazze’de gelinen noktada Müslümanlara düşen sorumlulukları öne çıkaran bir sunum yaptı.

Gazze’nin, ateşkes ve barış maskesinin arkasına gizlenen büyük bir komployla karşı karşıya olduğunu belirten Kar, şu ifadeleri kullandı: “Filistin topraklarının tamamının işgalci varlığın eline geçmesiyle karşı karşıyayız. Gazze halkının topraklarından sürülmesiyle karşı karşıyayız. Bölgedeki Arap rejimleri ve Türkiye’nin normalleşme adımlarıyla karşı karşıyayız. Silahların teslimi, direnişin bitirilmesi, mücahitlerin ve Aksa Tufanı’nın terörize edilmesiyle karşı karşıyayız. Golan’ın terk edilmesiyle karşı karşıyayız. Akdeniz gazının, servetlerin ve kaynakların sömürülmesiyle karşı karşıyayız. Sadece mübarek toprakların değil; Filistin’de ve diğer beldelerimizdeki tüm halklara yönelik bir kültürel işgalle karşı karşıyayız. Bu kadar tehlike kapımızdayken nasıl sessiz kalınır, nasıl susulur?”

Çözüm adına atılması gereken adımı vurgulayan Kar, sözlerini şöyle tamamladı:

“Gazze’nin durumu ancak ve ancak Yahudilerin ataları Beni Kureyza hakkında hüküm veren Sa’d b. Muaz’ın yolunun izlenmesiyle düzelebilir. Ancak o zaman kökleri kazınabilir, ateşleri söndürülebilir ve yeryüzündeki bozgunculukları kökünden söküp atılabilir. Geç kalınmış olsa da fırsat henüz kaçmış değildir. Zira Gazze; erkeğiyle, kadınıyla, mescitleri ve minareleriyle Müslümanların ordularını harekete geçmeye çağırıyor. Orduların bu hareketiyle Kudüs özgürleşecek; ihanet planları engellenecek; Mescid-i Aksa ve Mübarek Topraklar yeniden izzetli günlerine dönecek. Hatta Kudüs, İslam dünyasının yeniden kalbi ve merkezi hâline gelecektir.”

Soğuk havaya rağmen İstanbul halkının yoğun katılım gösterdiği konferans Mahmut Kar’ın konuşmasının ardından sona erdi.

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapın!
Yorumunuz başarıyla gönderildi. Editör onayından geçtikten sonra sayfada yayınlanacaktır.
Yorumunuz iletilirken bir hatayla karşılaşıldı. Lütfen daha sonra tekrar deneyiniz.