HAFTALIK GÜNDEM DEĞERLENDİRME

Haftalık Değerlendirme Toplantısı - 29 Temmuz 2025

Yürüyüş güzergahı üzerindeki tüm yolları kapatmalarına, Türkiye’nin dört bir yanından yürüyüşe gelenleri engellemeye çalışmalarına rağmen on binlerce Müslümanın katılımı ile yürüdük ve sözü muhatabına söyledik. 

SÖZÜ MUHATABINA SÖYLEDİK

Geçen hafta yaptığımız Gündem Değerlendirme Toplantısı’nda bir çağrı yaptık. “Gazze Ölüyor, sözü muhatabına söylemeye var mısın?” dedik. 27 Temmuz Pazar günü Ak Parti Genel Merkezi önünde toplanıp Beştepe Cumhurbaşkanlığı Külliyesine yürüyeceğimizi duyurduk. Tamamen yok edilen bir şehir için, Gazze için, katledilen 60 bin Müslüman için, Gazzeli yetim çocukların, evlatlarını yitirmiş annelerin ve mazlum Müslümanların hasmı olmamak için yürüyeceğiz dedik. Geçen 22 aydan sonra bir kez daha Cumhurbaşkanı Erdoğan ve yöneticilere seslenmek ve sözü muhatabına söylemek için yürüyeceğiz dedik. Hesap günü hakkımızda bir hüccet olması ve rabbimize bir mazeret sunmak için Müslümanlar olarak hep birlikte kol kola Kudüs sevdalıları ve Gazze için dertlenenlerle birlikte yürüyeceğiz dedik. Bu kitlesel yürüyüşe tüm Müslümanları davet ettik. 

Evet biz bu yürüyüşe öncülük ettik ve tüm Müslümanları, İslami Sivil Toplum Kuruluşlarını, alimleri, kanaat önderlerini, aktivistleri bu yürüyüşe davet ettik. Gördük ki, sorumluluğun kimde olduğunu, somut ve fiili adım atması gerekenlerin kimler olduğunu,  abluka ve işgalin nasıl bitirileceğini herkes biliyormuş. Gördük ki herkes bu çağrıyı bekliyormuş, herkes sözü muhatabına söylemek, yöneticileri muhasebe etmek için bir öncü bekliyormuş. Yaptığımız çağrı öyle büyük bir etki oluşturdu ki, Türkiye’nin her yerinden Müslümanlar bu yürüyüşe katılacaklarını, destek vereceklerini söylediler. Ankara dışından bizleri arayıp yürüyüşe katılmak istediklerini söyleyenler çok oldu. Ve çağrımızın arkasında durduk, hep birlikte kol kola yürüdük ve sözü muhatabına söyledik. Tüm engellemelere rağmen yürüdük, tüm engellemelere rağmen sözü muhatabına söyledik. Elhamdülillah… 

Buradan tekrar yürüyüşümüze destek veren tüm Müslümanlara teşekkür ediyoruz. Bilfiil yürüyüşe katılan, yürüyüşe katılamasa da Müslümanları teşvik eden, sözüyle ve kalemiyle orada olduğunu gösteren ve kalbi bizimle olan tüm Müslümanlardan Allah razı olsun. 

Gazze 22 aydır abluka ve işgal altında, Gazze’de çocuklar ve yaşlılar açlıktan ölüyor, bir çuval un alabilmek için babalar adeta ateş altında yürüyor. Gazze’de bir soykırım var ve bu 22 aydır dünyanın gözü önünde devam ediyor. 22 aydır Türkiye dahil İslam beldelerinin hiçbiri bu soykırımı bitirmek adına somut bir adım atmadılar. BM’ye havale ettiler, Arap Birliği’ni topladılar, İslam İş Birliği Teşkilatı ile defalarca toplandılar, konuştular, kınadılar ama somut bir adım atmadılar. Bu hafta insani yardım tırları Gazze’ye maalesef işgalci “İsrail”in izniyle girebildi, o da sınırlı sayıda…. 2 milyon Müslüman adeta açlıktan ölümle pençeleşiyor. 

Allah için söyleyin bu normal mi? 22 aydır devam eden bu durum sizce normal mi? İşgalci İsrail; ABD ve tüm Batılı ülkelerin desteğini arkasına almış, en ağır silah ve uçaklarla Gazze’yi yok ediyor bu normal mi? Herkesin bu soykırımı izlemesi normal mi? Yöneticilerin ABD Başkanı Trump’ın ağzına bakması normal mi? Biz bu soykırım ve işgalin bitmesi için kime çağrı yapacağız? Ablukanın kırılması için kimi risk almaya ve adım atmaya çağıracağız? Bunun muhatabı kim? İktidar sahipleri ve gücü elinde bulunduran yöneticiler değil mi? 

Evet, işte biz bu sebeple yöneticileri yani Cumhurbaşkanı’nı muhatap aldık, bu sebeple sözü muhatabına söylemek için yürüdük. Bu sebeple Ak Parti Genel Merkezi’nden Külliye’ye bir yürüyüş güzergahı belirledik. Neymiş efendim, belirlediğimiz bu yol, gösteri ve yürüyüş eylemleri için normal bir güzergâh değilmiş. Ankara Valiliği bu sebeple yürüyüş etkinliğimize izin verilmediğini bizlere tebliğ etti. Biz de dedik ki;  “Evet, bu yürüyüş için belirlediğimiz güzergâh ‘normal’ bir güzergâh değil. Ancak Gazzeli kardeşlerimiz gözlerimizin önünde açlıktan ölürken, kimse Müslümanlardan normal davranmasını bekleyemez! Bebeklerin açlıktan öldüğü Gazze’de 22 aydır somut hiçbir adımın atılmaması da “normal” değil. Böyle dedik, çağrımızın arkasında durduk, valiliğin iptal kararına rağmen yürüyüşü yapacağımızı ve herhangi bir şekilde organizasyonda iptal ya da değişikliğe gitmeyeceğimizi kamuoyuna ilan ettik. Yürüyüş güzergahı üzerindeki tüm yolları kapatmalarına, Türkiye’nin dört bir yanından yürüyüşe gelenleri engellemeye çalışmalarına rağmen on binlerce Müslümanın katılımı ile yürüdük ve sözü muhatabına söyledik. 

Bu yürüyüş Türkiye’de bir eşiğin aşıldığını gösteriyor, Müslümanlar, tali meselelerdeki farklı fikir ve görüşlerine rağmen Gazze ve Filistin konusunda bir araya geldiler. Kınayıcının kınamasından korkmadan, bedel ödemeyi göze alarak, Gazze’de 22 aydır bedel ödeyen kardeşlerinin hasmı olmamak için yürüdüler. Tekbirlerle yürüdük, Müslümanlar birleşsin, İsrail’i yok etsin diyerek yürüdük. Ve bu yürüyüşümüz bazı çevreleri rahatsız etti. İslam düşmanı laik kesim bu yürüyüşten rahatsız oldular çünkü Müslümanların dayanışmasından korkuyorlar. İktidar yandaşı bir iki gazeteci ve kişi de bu yürüyüşten rahatsız olmuş. Onların derdinin Gazze olmadığı kesin. Her ne kadar oluşan bu güzel tablodan rahatsız olanlar konuyu farklı mecralara çekmeye çalışsa da biz Gazze dışında bir gündem oluşturmayacak ve onlara cevap vermeye dahi tenezzül etmeyeceğiz. Çünkü bu yürüyüşün etkisini, tesirini hiçbir şeyin örtmemesi gerekir. Bu yürüyüş ile biz Gazze için sözün muhatabına ulaşmasını amaçladık ve söz muhatabına ulaştı. Umuyoruz ki tesir de oluşturacak ve Gazze ile ilgili, ablukanın kalkması ve işgalin bitmesi için adımlar atılacak. 

Sayın Cumhurbaşkanı, Gazze için yapılması gereken şeyler ve atılması gereken somut adımlar bellidir. Türkiye bu adımları atarsa Gazze halkını sevindirecek, Müslümanların sevgisini kazanacak 77 yıllık esaret son bulacak. Yapılması gerekenleri bir kez daha hatırlatıyoruz. Siz defalarca kez “İsrail” bir terör devletidir dediniz. O halde işgalci varlık “İsrail”i bir terör oluşumu olarak görülmesi ve onunla sürdürülen diplomatik, askeri ve ekonomik ilişkilerin derhal kesilmesi gerekmektedir. Yahudi varlığına ait sözde elçiliklerin hala açık olması ve diplomatların topraklarımızda bulunması Türkiye için büyük bir utançtır. Bu sözde elçiliklerin derhal kapatılması ve diplomatların istenmeyen adam ilan edilmesi gerekmektedir. 

Sayın Erdoğan bakınız “İsrail” Gazze ve Suriye’de gerçekleştirdiği hava bombardımanlarında istihbarat bilgi paylaşımını İncirlik Üssü ve Kürecik Radar İstasyonu’ndan alıyor. Bu üsler ABD ve Batılı devletlere derhal kapatılmalıdır. Yahudi Varlığı İsrail ile doğrudan ya da dolaylı yürütülen ticaretin tamamen yasaklanması gerekir. İşgal ve katliamlara destek veren bu şirketlere ticari izin ve ruhsatlarının iptal edilmesi gerekir. Bunu yaparsanız Siyonist destekçisi şirketler gerçek anlamda zarar görür ve boykot sembolik olmaktan çıkıp kastına uygun bir hale dönüşür. İşgalci “İsrail’in ordusunda yer alıp Gazze’deki katliamlarına katılan çifte vatandaşların derhal vatandaşlıktan çıkarılması gerekir. Bu konuda mecliste bekleyen önergeler var. Zalim rejimlerin zulmünden kaçıp Türkiye’ye sığınan muhacir kardeşlerimizi sınır dışı edeceğinize bu soykırım destekçilerini sınır dışı edin. Açlıktan ölen Gazze’ye insani yardımların ulaştırılması için hemen şimdi harekete geçin. Karadan ve denizden bir insani yardım koridoru açılması, Gazze halkının tüm ihtiyaçlarının hızlıca karşılanması için gereken tüm adımları kararlılıkla atın. Bakınız işgalci “İsrail” Gazze’ye insani yardım için gitmeye çalışan tüm sivil gemilere saldırdı ve yardım gönüllülerini tutukladı. Siz bu gemileri korumadığınız için “İsrail”  saldırganlığını artırıyor. 

Sayın Erdoğan; Gazze ve Filistin ile ilgili Amerika’nın planı olan iki devletli çözüm artık hiçbir şekilde gündeme getirilmemeli reddedilmelidir. Çünkü bu plan Filistin, Türkiye ve bölgedeki rejimleri oyalamak için ABD tarafından masaya getirilmektedir. Filistin’in İslam toprağı olduğu teyid edilmeli bir karışından dahi vazgeçilmemelidir. Sözü muhatabına yani size söylemek için yaptığımız bu yürüyüşte İşgalci İsrail’e karşı güç kullanmaktan başka bir seçenek kalmamıştır. Bu sebeple savaş kartı devreye konulmalı ve askerî harekât başlatılmalıdır.  Türkiye’nin askeri, stratejik, ekonomik ve siyasi gücü buna fazlasıyla yeterlidir. Yeter ki kararlılık gösterilsin. 

Bu somut ve geç kalınmış adımların atılması her ne pahasına olursa olsun mutlaka yerine getirilmelidir. Bu uğurda reel konjonktür, devlet aklı, milli çıkarlarımız gibi mazeretleri asla kabul etmiyoruz. Bu mazeretlerin ardına sığınarak Filistin ve Kudüs davası hamaseti yapmanın zamanı değil. Artık bıçak kemiğe dayandı… Unutmayın ki şayet bu sonra somut ve gerçekçi adımlar atılmazsa Gazze diye bir yer ve Filistin halkı diye bir halk kalmayacak. 

Orada katledilen her bir kişinin, açlıktan ya da bombalardan ölen her bir bebeğin, çığlıkları arşa uzanan tüm annelerin ve babaların vebali sizin ve iktidarınızın üzerindedir. Ebu Ubeyde’nin dediği gibi Allah katında ve insanlık nazarında Gazze’nin hasımları olarak tarihe geçersiniz. Böylece hem dünyanızı hem ahiretinizi harap edersiniz. 

Hizb-ut Tahrir Türkiye Medya Bürosu

29 Temmuz 2025

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapın!
Yorumunuz başarıyla gönderildi. Editör onayından geçtikten sonra sayfada yayınlanacaktır.
Yorumunuz iletilirken bir hatayla karşılaşıldı. Lütfen daha sonra tekrar deneyiniz.