Hızlı Destek Güçleri’nin El Faşir’i Ele Geçirmesi Sonrası Sudan

SİYASİ ANALİZLER

Hızlı Destek Güçleri’nin El Faşir’i Ele Geçirmesi Sonrası Sudan

بِسْـــمِ اللهِ الرَّحْمٰـــنِ الرَّحِيـــم

Soru Cevap

Hızlı Destek Güçleri’nin El Faşir’i Ele Geçirmesi Sonrası Sudan

“ABD Başkanı’nın Afrika, Arap ve Orta Doğu İşlerinden Sorumlu Başdanışmanı Massad Boulos, Sudan Ordusu ile Hızlı Destek Güçleri’nin (RSF) BAE, ABD, Suudi Arabistan ve Mısır’ın oluşturduğu Dörtlü Grub’un geçtiğimiz Eylül ayında açıkladığı plana göre üç aylık bir ateşkesi kabul ettiklerini duyurdu.” (03.11.2025 Skynews Arapça) Sudanlı tarafların yani hem rejim hem de Hızlı Destek Güçlerinin, Amerika’nın bu planını kabul etmesi, Hızlı Destek Güçleri’nin Sudan’ın El Faşir şehrini ele geçirmesinin hemen ardından gerçekleşti! Peki, tarafların bu Amerikan planını kabul etmesinin altında yatan asıl sebep ne? Sudan Ordusu’na ne oldu da Hızlı Destek Güçleri, son derece büyük ve iyi korunaklı bir şehir olan El Faşir’i ele geçirebildi? Ordunun, Darfur’un başkenti El Faşir kentini Hızlı Destek Güçleri’nin saldırılarına karşı uzun zamandır çok iyi savunduğu bilindiği halde şehir Hızlı Destek Güçleri’nce nasıl ele geçirildi? Bu durumun boyutları ve sonuçları nelerdir?

Bu kritik soruların cevabını tam olarak ortaya koymak için aşağıdaki hususları irdelemek gerekir:

Birincisi: 28 Ekim 2025 tarihinde El Cezire sitesinin bildirdiğine göre, “Hızlı Destek Güçleri Pazar günü yaptığı açıklamada, bir yılı aşkın süredir kuşatma altında tuttuğu El Faşir’in kontrolünü ele geçirdiğini bildirdi. Bu gelişme, Hızlı Destek Güçleri’nin Darfur’un beş eyaletinde de kontrolü ele geçirdiği ve ülkenin, Sudan Ordusu’nun kontrolündeki doğu ile Hızlı Destek Güçleri’nin kontrolündeki batı olmak üzere fiilen ikiye bölündüğü anlamına geliyor.” El-Cezire’nin aktardığı bu haber özeti bile, Hızlı Destek Güçleri’nin El Faşir’i ele geçirmesinin, sıradan bir şehir zaferinden çok daha öte büyük bir bölgenin kontrolünün ele geçirilmesi anlamına geldiğini gözler önüne seriyor! Hızlı Destek Güçleri, şehri bir yıldır kuşatma altında tutuyorlardı ama şehri savunan Sudan Ordusu birliklerine karşı zafer elde etmelerini sağlayacak sofistike silahlara sahip değillerdi! Bu ordu birlikleri, bir yıl boyunca şehri gayet başarılı bir şekilde savunmuşlardı. Fakat ne olduysa, aniden El Burhan hükümeti, şehri, herkesin gözü önünde, açık bir biçimde, Hızlı Destek Güçleri’nin isyancı ve ayrılıkçı lideri Hamdan Daklo’ya (Hamideti) adeta teslim etmiştir:

1-Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı Abdül Fettah El Burhan, Sudan halkının ve silahlı kuvvetlerin sonunda zafere ulaşacağını belirterek, Kuzey Darfur Eyaleti’nin başkenti El Faşir’deki komuta kademesinin, şehrin sistematik bir yıkımla karşı karşıya kalması nedeniyle şehirden çekilme kararı aldığını ifade etti.” (27.10.2025 El Cezire.net) Ardından El Burhan, televizyonda yayınlanan konuşmasında, karın doyurmayan hamasi nutuklar atarak, “Birliklerimiz zafer kazanabilecek, gidişatı tersine çevirebilecek ve topraklarımızı geri alabilecek güçtedir... Tüm şehitlerimizin intikamını almaya ant içtik.” ifadelerini kullandı.”

2-Sudanlı askeri kaynaklar El-Cezire’ye yaptıkları açıklamada, Sudan Ordusu’nun El Faşir’deki bir tümen komutanlığı karargahını “taktiksel nedenlerle” boşalttığını söyledi. (27.10.2025 El Cezire.net)

Abdul Fettah El-Burhan ve askeri kaynaklarından gelen bu açıklamalar, üstü kapalı falan değil, apaçık bir şekilde ordunun El Faşir şehrini boşalttığını ve Hızlı Destek Güçleri’nin yağmalamasına terk ettiğini ortaya koyuyor.

İkincisi: El Burhan hükümeti ve askeri komutası, tam bir yıl boyunca, El Faşir’deki kendi ordu güçlerine merkezi bölgelerinden askeri ve lojistik destek göndermekten kaçınmıştır! Bu yüzden kuşatma altındaki bu birlikler, Hızlı Destek Güçleri’nin saldırılarına karşı şehirde bulunan kısıtlı imkanlarla savaşmak ve direnmek zorunda kalmışlardır. Hartum, Umdurman ve Bahri’yi Hızlı Destek Güçleri’nden temizlemekle övünen El Burhan hükümetinin ordu komutası, El Faşir şehrinde bulunan o koskoca askeri birliklerine lojistik destek göndermeye elbette muktedirdi ama tam bir yıl boyunca bunu yapmadı. Bu da, planın bu birlikleri çökene kadar desteksiz bırakmak olduğunu gösteriyor.

Üçüncüsü: Dikkatlice incelendiğinde, şehrin isyancı ayrılıkçı Hamideti’nin güçlerine teslim etme işleminin, ABD’nin iki Sudanlı taraf arasında ABD’de yürüttüğü ateşkes görüşmeleriyle aynı zamana denk geldiği görülür: “Sudan Egemenlik Konseyi, Hızlı Destek Kuvvetleri ile Washington’da doğrudan veya dolaylı görüşmeler yapıldığı iddialarını yalanlasa da, diplomatik kaynaklar, Sudan Dışişleri Bakanı Muhyiddin Salim’in, ülkede iki yılı aşkın süredir devam eden savaşı durdurma çabalarını görüşmek üzere ABD’ye resmî bir ziyaret gerçekleştirdiğini aktardı.” (24.01.2025 El Arabiye)

Bütün bunlar, Amerika’nın Sudan’daki iki uşağı El Burhan ve Hamideti heyetini, Washington’da bir araya getirdiği anlamına geliyor. Sudan Egemenlik Konseyi’nin Washington’da Hızlı Destek Güçleri ile görüşmelerin olduğu iddialarını yalanlaması ise aslında bu görüşmelerin yapıldığının, Amerika’nın iki ajanına emrettiği şeyin, iki veya üç gün sonra El Faşir’de açıkça gerçekleştiğinin bir kanıtıdır. Yine aynı kaynağa göre, “Kaynaklar, Cuma günü El-Arabiye ve El-Hades’e yaptıkları açıklamada, Sudanlı Bakanın Washington’da aralarında ABD Başkanı’nın Orta Doğu ve Afrika işlerinden sorumlu başdanışmanı Massad Boulos’un da bulunduğu ABD yönetiminden yetkililerle bir dizi toplantı gerçekleştireceğini bildirdiler. Kaynaklar, Salim’in Washington’da bazı Arap mevkidaşlarıyla da bir araya geleceğini belirterek, bu ziyaretin, ortak ilgi alanındaki bazı konuları görüşmek üzere ABD yönetiminin resmi daveti üzerine gerçekleştiğini kaydettiler. Ayrıca bir Amerikalı yetkili de El-Arabiye/El-Hades’e, Sudan krizine ilişkin Dörtlü Grup toplantılarına Massad Boulos’un başkanlık edeceğini açıkladı.”

Amerika’nın, iki ajanının heyetlerini Washington’da topladığını ayrıca teyit eden bir diğer husus da şudur: “Bir diplomatik yetkili dün Perşembe günü yaptığı açıklamada, Dörtlü Grubu oluşturan ülkelerin (Amerika Birleşik Devletleri, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Mısır), tarafları üç aylık bir insani ateşkese zorlamak amacıyla bugün Washington’da Sudan ordusu ve Hızlı Destek Güçleri temsilcileriyle bir araya geleceğini söyledi. Kaynak, hedefin “ateşkesi kalıcı hale getirmek ve sivillere insani yardım ulaştırılmasını sağlamak için ortak bir baskı kurmak” olduğunu belirtti.” (24.01.2025 El Arabiye)

Diğer bir deyişle, Hızlı Destek Güçleri’nin El Faşir’e girişi ile Sudan Ordusu’nun şehri boşaltmasının Washington’daki toplantıyla aynı zamana denk gelmesi, hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde, bu stratejik şehrin Hızlı Destek Güçleri’ne devredilmesi kararının Washington’da alındığını, Sudanlı tarafların da bu ihanet kararını sahada derhal yani iki gün sonra uygulamaya koyulduğunu, üçüncü gün de sonuç alındığını gösteriyor.

Dördüncüsü: Washington’daki bu söz konusu toplantı, aslında planın ikinci adımıdır. Birinci adım, Amerika’nın bölgedeki maşalarını ve yandaşlarını (Suudi Arabistan, BAE, Mısır) sözde Dörtlü Grup adı altında toplaması ve Sudan’da ateşkes sağlama yönündeki iradesini uygulamaya koymasıdır. Nitekim El Arabiya, 12 Eylül 2025’te bu toplantıdan sonra yayımlanan bildiriyi paylaştı.

Yayınlanan ortak bildirinin metninde şu ifadelere yer verildi: “ABD’nin daveti üzerine, Amerika Birleşik Devletleri, Mısır, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri dışişleri bakanları, Sudan’daki çatışmaya ilişkin derinlemesine istişarelerde bulundular. Bakanlar, bu çatışmanın dünyadaki en kötü insani krize yol açtığını ve bölgesel barış ve güvenlik için ciddi bir tehlike oluşturduğunu hatırlattılar. Bakanlar, Sudan’daki çatışmayı sona erdirmek için ortak bir dizi ilkeye bağlı olduklarını vurguladılar.” Bildirinin 4’üncü maddesinde ise, “Sudan’da yönetimin geleceğine, savaşan taraflardan herhangi birinin kontrolüne tabi olmayan, kapsamlı ve şeffaf bir geçiş süreci aracılığıyla Sudan halkının karar vereceği.” vurgulandı. Bildirinin bir başka noktasında ise, “Sudan ordusu ve Hızlı Destek Güçleri’nin aktif katılımıyla çatışmaya müzakere yoluyla bir çözüm bulunmasını desteklemek için her türlü gayretin gösterileceği” ifade edildi.

Bu Dörtlü Grup, Amerika’nın Sudan’daki çözümüne sözde bölgesel bir kılıf giydirmek, yani bölgedeki kilit ülkelerin onayını almış bir çözüm görüntüsü vermek için tezgahladığı bir formüldür! Oysa bu ülkeler, yalnızca Washington’un yönlendirmesiyle harekete geçen, ABD’siz hiçbir adım atmayan ülkelerdir. Öte yandan, bildirinin metni, Sudan’daki çatışmanın her iki tarafını da (Ordu ve HDG) eşit düzeyde tanıdığına ve onlardan ‘etkin katılım’ talep ettiğine atıfta bulunuyor. Yani bildiri, Sudan’ı bölmek için ayrılıkçı bir hükümet kuran Hızlı Destek Güçleri’ni ayrılıkçı ve isyancı güçler olarak tanımlamamakta ve onları isyanlarını durdurmaya davet etmemektedir.

Beşincisi: Hızlı Destek Güçleri’nin stratejik öneme sahip El-Faşir kentini ele geçirmesi, zaten daha önce büyük bir bölümünü fiilen kontrolleri altında tuttukları Darfur bölgesinin beş eyaletinin tamamının artık bu güçlerin kontrolü altına girdiği anlamına gelir. Ardından üç aylık bir ateşkesi kabul etmek, hatta talep etmek, ABD’nin, Hızlı Destek Güçleri’nin kontrolünü ve onların Darfur bölgesindeki ve bölgenin en önemli şehri olan El Faşir’deki meşru varlığını tanıdığı anlamı taşır. Hızlı Destek Güçleri, Amerika’nın planları doğrultusunda Darfur’un tamamını ele geçirdikten ve Amerika’nın ajanı Hamdan Daglo (Hamideti), Şubat 2025 sonunda Kenya’nın başkenti Nairobi’de kendi başkanlığında ayrılıkçı bir hükümet kurulduğunu duyurduktan sonra ABD’nin önerdiği ve “Dörtlü Grup” kılıf ve formatıyla sunduğu bu ateşkesi, Sudan’daki çatışan iki taraf arasında başka müzakere adımları izleyecektir. Artık Hamideti’nin bu ayrılıkçı hükümetini El Faşir’e taşımasının önü kesinlikle tamamen açılmış durumdadır.

Altıncısı: Amerika’nın tavrı ise gayet netti. Hızlı Destek Güçleri’nin El Faşir’i ele geçirmesinden zerre kadar rahatsızlık duymamıştır. Aksine, derhal Sudan’a yönelik Amerikan planının bir sonraki aşaması olan ateşkes talebinde bulunmuştur. Diğer bir deyişle ateşkes, Sudan Ordusu’nun El Faşir’i geri almasının önünü tamamen tıkamak ve Hamideti’nin El Faşir üzerindeki kontrolünü, hiçbir çatışma tarafından bozulmayacak şekilde perçinlemek anlamına gelmektedir:

 “ABD Başkanı Donald Trump’ın Afrika işlerinden sorumlu başdanışmanı Massad Boulos, Sudan’da savaşan taraflara bir insani ateşkes önerisini görüşmeleri ve derhal onaylamaları yönünde çağrıda bulundu. Boulos, 3 aylık bir insani ateşkes belgesi sunduğunu ve bu belgenin Sudan’daki her iki tarafça da olumlu karşılandığını belirtti. Boulos, ayrıca Hızlı Destek Güçleri’nden de bu ateşkese uymalarını ve savaşı durdurmalarını talep etti. Boulos, dün yaptığı açıklamada, uluslararası toplumun Hızlı Destek Güçleri’nin faaliyetlerini ve El Faşir’deki gelişmeleri büyük bir endişeyle izlediğini söyledi ve sivillerin korunması çağrısında bulundu.” (27.10.2025 El Cezire.net)

Ardından Sky News’in 03 Kasım 2025 tarihinde aktardığına göre, Boulos bu sözlerini bir kez daha yineledi: “ABD Başkanı’nın Afrika, Arap ve Orta Doğu İşlerinden Sorumlu Başdanışmanı Massad Boulos, Sudan Ordusu ile Hızlı Destek Güçleri’nin (RSF) BAE, ABD, Suudi Arabistan ve Mısır’ın oluşturduğu Dörtlü Grub’un geçtiğimiz Eylül ayında açıkladığı plan doğrultusunda üç aylık bir ateşkesi kabul ettiklerini duyurdu.” Boulos, Pazartesi günü Kahire’den yaptığı açıklamalarda, ateşkesin nihai olarak imzalanmasından önce teknik ve lojistik görüşmelerin devam ettiğini belirtti. Boulos, her iki tarafın temsilcilerinin ateşkesin ayrıntılarını görüşmek üzere bir süredir Washington’da bulunduğunu kaydetti... Boulos, bu ateşkes önerisinin krizi sona erdirmek için gerçek bir fırsat olduğunu da sözlerine ekledi. Hem Ordu hem de Hızlı Destek Güçleri’nin, ABD’nin ‘Dörtlü Grup’ desteğiyle sunduğu ve barışın sağlanmasını amaçlayan bir metin üzerinde çalıştıklarını vurguladı. Boulos, Sudan’daki bu çatışmanın artık Kızıldeniz’in güvenliği başta olmak üzere, bölge ve dünya için bir tehdit haline geldiğini de ifade etti. (03.11.2025 Skynews Arapça)

Yedincisi: ABD Başkanı Donald Trump’ın kendisini “barışın mimarı” olarak tanıtmasının ve savaşları bitirdiğini iddia etmesinin aksine, ABD’nin, artık neredeyse açık ve net bir şekilde Sudan’ı bölme ve tıpkı daha önce Güney Sudan’ı ayırdığı gibi şimdi de Darfur ayırma planını hızla hayata geçirdiği görülüyor. İşte bu, bizim defalarca ve defalarca uyarıda bulunduğumuz bir meseledir! Nitekim 21 Mayıs 2025 tarihinde yayınladığımız (İHA) Saldırıları ve Savaşın Seyrindeki Gelişmeler) başlıklı soru cevapta bunu açıkça ortaya koymuştuk:

Tüm bunlar, Sudan’ın doğusundaki özellikle Port Sudan şehrindeki stratejik tesisleri hedef alan büyük çaplı saldırıların, Darfur’daki savaşla bağlantılı olduğunu gösteriyor. Bu saldırılar, Sudan ordusunu El Faşir operasyonundan uzaklaştırıp doğuya, Port Sudan’ın savunmasına yöneltmek için kurgulanmış klasik bir dikkat dağıtma taktiğidir... Dördüncüsü: Sömürgeci kafir Amerika’nın, Sudan’da binlerce cana mal olan bir vekalet savaşını bu kadar pervasızca yönetebilmesi ve bunu gizli değil açık, örtülü değil aleni bir şekilde icra etmek için yerel işbirlikçilerini kullanması gerçekten acı verici... El Burhan ve Hamideti, sadece ve sadece Amerika’nın çıkarlarına hizmet etmek için Sudan halkının kanı üzerinden bir çatışma yürütmektedir. Amerika, geçmişte Güney Sudan’ı Sudan’dan ayırdığı gibi, bugün de Sudan’ın bir kez daha bölünmesini istiyor. Darfur’u ülkenin geri kalanından koparmak için bütün kozlarını oynuyor. Bu yüzden ordu ülkenin diğer bölgelerine, Hızlı Destek Güçleri ise Darfur’a odaklanmış durumda. Ordu bünyesindeki samimi unsurlar, Darfur’da kontrolü yeniden sağlamak için harekete geçerlerse, Hızlı Destek Güçleri, orduyu oylamak için savaşı Sudan’ın diğer bölgelerine kaydıracak ve böylece ordu birlikleri, Darfur’dan geri çekilip, Hızlı Destek Kuvvetleri’nin insansız hava araçlarıyla yoğun saldırılar düzenlediği Sudan’ın doğusuna yöneleceklerdir. Bu hamle de doğal olarak Hızlı Destek Güçleri’nin Darfur’un tamamını ele geçirmesine olanak sağlayacaktır!”

Bundan önce de 06 Şubat 2025 tarihinde yayınladığımız (Sudan’daki Çatışmaların İvme Kazanması) başlıklı soru cevapta da, Trump yönetiminin talimatlarıyla hareket eden Sudan’daki ajan siyasi ve askerî liderliğin, Orta bölgeden Darfur istikametine doğru Hızlı Destek Güçleri için geçiş koridorları açmak üzere orduya talimat verdiği konusunda uyarmıştık ve demiştik ki: “Altıncısı: Bu bilgiler ışığında, Sudan’daki saha gelişmelerinin, Trump tarafından planlanıp sevk ve idare edilmesi ve aşağıdaki amaçlara yönelik olması muhtemel:

1- Sudan’ın doğu ve merkez bölgelerinin El Burhan komutasındaki ordunun, Darfur bölgesinin ise Hızlı Destek Kuvvetleri ve Hamideti’nin kontrolünde olması temelinde ülkenin iki ABD ajanı arasında bölünmesine uygun ortam hazırlamak için Amerikan planını hızlandırmak. Böylece Sudan’da iki ayrı yapı ortaya çıkacak ve bu durum, Hamideti’nin Darfur üzerindeki kontrolüyle dayatılıyor... Bu planı daha önce 19 Aralık 2023 tarihli soru-cevapta dile getirerek şöyle demiştik: “Bütün bunlar Amerika’nın bölünmeye uygun ortam hazırladığını gösteriyor... Amerikan çıkarlarının gerektirdiğine göre bölünme için sadece uygun ortam hazırlıyor... Amerikan çıkarları, Güney Sudan’dan sonra yeni bir ayrılığı daha gerektirdiğinde, bu ayrılığı gerçekleştirmek için Darfur’da Hızlı Destek Güçleri silahlı güce sahip siyasi bir muhalefet olmalıdır… Görünen o ki henüz bu ayrılığın zamanı gelmemiştir... Aksine, şu an ayrılık için uygun ortam hazırlanıyor...” Daha önce söylediklerimiz bunlar ve şu an Amerika’nın çıkarları, Darfur’un da tıpkı Güney Sudan’da olduğu gibi hızla Sudan’dan koparılması yönünde ivme kazanmış görünüyor... Trump’ın bu planı başarıyla uygulaması durumunda, son derece tehlikeli sonuçlar doğuracaktır... Bu nedenle ümmet, Trump’ın planına karşı durmalı ve Güney Sudan’ın ayrılışında olduğu gibi sessiz kalmamalıdır!”

Sekizincisi: Hizb-ut Tahrir, bu yılın başından beri, hatta Amerika’nın 2023’te iki maşası arasında bu kirli savaşı başlattığı günden beri, Amerika’nın ihanet planının Sudan’ı bölmek olduğu konusunda uyarıda bulunmaktadır. İşte şimdi de bu planın uygulanmasına dair adımların ivme kazandığı görülüyor. Sudan’ın evlatlarından birçoğu, Amerika’nın hedefleri gerçekleştirmek ve Amerika’nın Sudan’daki nüfuzu korumak için Amerika’nın iki uşağı arasındaki bu korkunç katliama alet olmaktadır! Bugün Amerikan planı, Darfur bölgesini Sudan’dan koparmaya ve ayırmaya çok yakın. Hem de tüm bunlar gözlerinizin önünde olup bitiyor! Peki, Ordu komutası içinde, şöyle bir saatliğine oturup Allah için samimi bir karar alacak aklı başında güçlü bir kişi yok mu? Amerika’nın bu ihanet planını darmadağın etmek ve sırf Washington’un emirlerini yerine getirmek uğruna on binlerce Sudanlıyı katleden, milyonlarcasını yerinden yurdundan eden Amerikan ajanlarını ortadan kaldırmak için gerekeni yapacak aklı başında biri yok mu? Peki, Ordu komutası içinde, Sudan’ın askeri gücünü samimi ellere teslim edecek, uzun zamandır İslam’ın kurulması için haykıran, uyaran ve çağrı yapan Hizb-ut Tahrir’e nusret verecek ve böylece Nübüvvet metodu üzere ikinci Hilafeti Sudan’dan başlatacak aklı başında güçlü biri yok mu? Ne büyük insandır o basiret sahibi, kudretli adam! Ne mutlu o kişiye ki, içinde yaşadığımız bu ceberut saltanattan sonra Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in Raşidi Hilafet müjdesini gerçekleştiren kişi olarak Allah’ın huzuruna çıkacaktır.

 ثُمَّ تَكُونُ مُلْكاً جَبْرِيَّةً فَتَكُونُ مَا شَاءَ اللهُ أَنْ تَكُونَ ثُمَّ يَرْفَعُهَا إِذَا شَاءَ أَنْ يَرْفَعَهَا ثُمَّ تَكُونُ خِلَافَةً عَلَى مِنْهَاجِ النُّبُوَّةِ ثُمَّ سَكَتَ  “Daha sonra ceberut bir saltanat olacaktır. O da Allah’ın dilediği kadar devam edecektir. Ardından Allah dilediği zaman onu ortadan kaldıracaktır. Sonra, nübüvvet metodu üzere Hilafet olacaktır. Sonra da sustu” [Ahmed]

 

H.12 Cumâde’l Ûlâ 1447

M.03 Kasım 2025

PDF'i indirmek için tıklayınız

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapın!
Yorumunuz başarıyla gönderildi. Editör onayından geçtikten sonra sayfada yayınlanacaktır.
Yorumunuz iletilirken bir hatayla karşılaşıldı. Lütfen daha sonra tekrar deneyiniz.