Toplumsal Çöküş - Sorunlar ve Çözüm Konferansı - Ankara

Toplumsal Çöküş - Sorunlar ve Çözüm

Toplumsal Çöküş - Sorunlar ve Çözüm Konferansı - Ankara

Son yıllarda Türkiye’nin en temel sorunu hâline gelen toplumsal çöküşe dikkat çekmek için “Tehlikenin Farkında mısınız?” mottosuyla başlattığımız kampanya kapsamında ilk konferansımızı Ankara’da gerçekleştirdik.

24 Aralık Çarşamba günü İstanbul'da düzenlediğimiz basın toplantısıyla kamuoyuna duyurduğumuz “Toplumsal Çöküş - Sorunlar ve Çözüm” başlıklı kampanyanın ilk konferansı Kocatepe Kültür Merkezi’nde Ankaralıların yoğun katılımıyla gerçekleşti.

Selamlama konuşması için kürsüye gelen Sosyolog Yazar Süleyman Uğurlu, alkol, uyuşturucu ve ahlaksızlık yuvası haline gelmiş okullardan, laik kapitalist sisteme kurban edilmiş insanlardan ve toplumun düştüğü çaresizlikten bahsedip, kara bulutların çöktüğü hakim atmosferi ortaya koydu.

KOCATEPE KÜLTÜR MERKEZİ

Sapkınlığın sokaklara hakim olduğu ve insanların en basit tartışmada bile öldürüldüğünü vurgulayarak sokakların artık güvenli olmadığını ifade eden Uğurlu şöyle devam etti:

“Yargıya güvenen yok…

Adalet kaf dağının ardında!

Toplumsal duyarlılık ise en dipte!

En önemlisi de tüm bu bozuklukluları düzeltecek olan İslam, insanların zihninde indiği o ilk günkü gibi arı, duru, saf değil. İslami anlayışa büyük darbeler indirildi.

Hayattaki problemlere çözüm üreten dinin yerine, hurafelerle dolu bir din icat edildi. Bu din ise laik sistemle iş birliği içinde inançları farklı, duyguları farklı, amelleri farklı bir toplum inşa etti.”

“Biz, toplumsal çöküşün kaynağının tatbik edilen laik kapitalist sistem olduğunu görüyoruz. Bu sistem devam ettikçe sorunların bitmeyeceğini de biliyoruz. Ancak biz, Raşidi Hilafet Devleti kurulana kadar mazlum halkımız için en azından, bir nebze olsun ‘insanca yaşamı’ arzu ediyoruz. Asıl hedefimiz ise yerlerin ve göklerin yaratıcısı, insanın, hayatın ve kâinatın Rabbi olan Allah Subhanehu ve Teala’nın razı olacağı İslami hayatı yeniden başlatmaktır. Kınayıcının kınamasından, zalimin zulmünden korkmadan, çekinmeden ve geri adım atmadan, bu uğurda çalışıyoruz!” dedi.

SÜLEYMAN UĞURLU

Süleyman Uğurlu’nun ardından kürsüye çıkan Hizb-ut Tahrir Türkiye Medya Bürosu Başkanı Mahmut Kar, gençliğin önemini dikkat çektiği konuşmasının başında Musab b. Umeyr, Ali b. Ebi Talib, Abdullah b. Mes’ud gibi genç sahabelerin gösterdikleri dik duruş ve kahramanlıkların bahsettikten sonra bugün gençliğin düştüğü olumsuz duruma dikkat çekti.

“Bırakın insanları ya da toplumu değiştirmeyi, bırakın devrim yapmayı, bırakın toplumun sorunlarını çözmeyi, bugün kendi sorunlarını çözemediği için çareyi alkol ve uyuşturucuda arayan bir gençlik ile karşı karşıyayız” ifadeleriyle gençliğin bugünkü durumuna işaret eden Kar, gençliği bozuk komünist, makyavelist ve milliyetçi fikirlerle birbirine kırdırdıklarını hatırlattı.

Kar, gençliğin ateizm, deizm, modernizm, pragmatizm, hedonizm, feminizm, hurafelere inanın diyen Mistik düşünce gibi bozuk fikirler ve sapkın düşüncülerin tehdidi altında olduğunu ifade edip, laik nizamın bizzat bu fikirleri yaydığına dikkat çekti.

Kar, “Bu ülkede uyuşturucuya başlama yaşı 14-15… Nasıl tedbir almış. Bu ülkede devlet adamları alkollü içecek üreten fabrikaların çokluğu ile övünüyorlar. 18 milyon alkol bağımlısının olduğu bir ülkede bu Anayasa maddesi ne işlev görüyor?

Kar, Laik eğitim sisteminin tertemiz zihinleri kirlettiğini vurgulayıp, “100 yıla yakındır bu sistem Batılı zihniyete sahip bir nesil yetiştirmeye çalışıyor. Eğitim müfredatından din dersi haricinde İslam’a dair tüm izler silindi. Her yıl değiştirilen müfredat, ezberci eğitim sistemi ile eğitim dünya ülkeleri sıralamasında en sonlarda. Karma eğitim sistemi ile okullar ahlaksızlık yuvasına dönüştü” ifadeleriyle eğitimdeki bozukluğa dikkat çekip, ‘yaşama gayesi olan Allah’ı razı etmenin’ unutturulduğunu ifade etti.

Hizb-ut Tahrir’in kurucusu Şeyh Takiyyuddin en Nebhânî’nin “Bir toplumda suç, ender görülüyorsa insan; sık görülüyorsa tatbik edilen nizam bozuktur” sözünü hatırlatan Kar, “Bozuk olan nizamın köklü bir çözüme ihtiyacı var diyerek sözlerini son verdi.

MAHMUT KAR

Mahmut Kar’ın ardından son konuşmacı olarak kürsüye çıkan İlahiyatçı Abdullah İmamoğlu, önceki konuşmacıların saydığı sorunların köklü çözümünü ortaya koyan konuşmasına “Çözümsüz olmadığımızın farkındayız!” ifadesiyle başlayarak, İslam’ın bir hayat nizamı olduğunun ve sadece ibadetlere tealluk bir din olmadığının, bilakis İslam Dini kişinin Rabbiyle, kendisiyle ve diğer insanlarla olan alakasını tanzim eden, zerresinden küresinde kadar hayatın tamamını kuşatan bir hayat nizamı olduğunun, gençlerin içine düştüğü dehlizden tutun da aileye kadar hayatın her alanına çözümleri olan bir hayat nizamı olduğunun farkında olduklarını deklare etti.

“Asıl suçlunun kapitalizm ve türevleri, laik demokratik nizam olduğunun farkındayız” diyen İmamoğlu, Batı’nın düştüğü çirkin durumu örneklerle anlattı.

“Toplumu bu hale getiren Batı kanunlarını halkların üzerine tatbik etmeye hırslı yöneticilerin olduğunun farkındayız” ifadesinin ardından ise “Bugün maalesef bizlerin bu çöküntünün içerisinde olmamıza sebebiyet veren Batı’dan ithal edilmiş nizam ve kanunlar iken ısrarla Batı’nın gemisinde yol almaya hevesli, onlara esaret zinciri ile bağlı yöneticiler tarafından idare ediliyoruz” diyerek sorumlulara dikkat çekti.

“Büyük çöküntünün Hilafetin yıkılmasıyla meydana geldiğinin de farkındayız” çıkışının ardından ise İmamoğlu, “Hilafet düştü biz de düştük. Kalkan yitirdik gençlerimiz yitirdik, kalkanımız parçalandı ailelerimiz parçalandı düştü… Hilafetimiz düştü bizler hayırlı ümmet konumunda düştük. Ancak Hilafet Devletimiz varken toplumsal manada güvendeydik. Zira bizi koruyan kalkanımız vardı. Nesilleri, aileleri, toplumu gözetip kollayan bir devletimiz vardı” ifadeleriyle Hilafet’in ehemmiyetine dikkat çekti.

ABDULLAH İMAMOĞLU

Batılı seyyah ve tüccarların Payitaht’taki emniyet ve asayişi hayranlıkla anlattıkları hatıratlarına konuşmasında yer veren İmamoğlu, konuşmasını şöyle sonlandırdı:

“Birilerinin rüya dediği şeye talibiz. Birlerinin ütopya dediği şeri bir hakikate talibiz. Ki o Raşidi Hilafet’tir. Ve bugün yaşadığımız toplumsal çöküntüden kurtulmanın yegâne yolu Râşidî Hilafet Devleti’dir.

Son olarak toplumsal çöküşe dikkat çeken sinevizyon gösterisinin ardından ezgi ve marşlarla konferans sonlandırıldı.

#TehlikeninFarkındamısınız

KOCATEPE KÜLTÜR MERKEZİ

1 Yorum Yapılmış
  1. Avatar icon png

    Erdoğan güven

    26 Aralık 2022

    Elhamdülillah ;Rabbimiz insanlığın ve ümmetin içler acısı durumundan islamın aydınlık günlerine kavuşması için cehdini ortaya koyan ,tüm gelmiş geçmiş emeği geçenlerden; Allah cc razı olsun..

Yorumunuz başarıyla gönderildi. Editör onayından geçtikten sonra sayfada yayınlanacaktır.
Yorumunuz iletilirken bir hatayla karşılaşıldı. Lütfen daha sonra tekrar deneyiniz.