2012 Yılı Bütçesi Halkın Sırtına Yüklenen Bir Kambur Olacaktır

BASIN AÇIKLAMALARI

2012 Yılı Bütçesi Halkın Sırtına Yüklenen Bir Kambur Olacaktır

AK Parti hükümetinin hazırladığı 2012 yılı bütçesi 21 Aralık 2011'de TBMM genel kurulu tarafından kabul edildi.

AK Parti hükümetinin hazırladığı 2012 yılı bütçesi 21 Aralık 2011'de TBMM genel kurulu tarafından kabul edildi. Kabul edilen bütçe giderleri 350,9 milyar TL, bütçe gelirleri 329,8 milyar TL olarak belirlenirken bütçe açığının 21,1 milyar TL olması öngörüldü. Ayrıca vergi gelirlerinin de 277,7 milyar TL olması beklenmektedir.

Anlaşılan o ki, Hükümetin bu bütçeden vergi gelirleri olarak 277,7 milyar TL bekliyor olması ve 21,1 milyar TL olan bütçe açığını yine halktan toplayacakları vergilerle kapatacak olması, geçmiş senelerde olduğu gibi bu sene de tüm bunları halkın sırtına yüklemek niyetinde olduğunun apaçık bir göstergesidir. Bu bütçe bir avuç kapitalist azınlığı mutlu ederken ve onların servetlerine servet katarken, maalesef gariban ve yoksul olan bu halk her zamanki gibi rahat bir gün yüzü görmeyecek ve üzerine yüklenen bu kamburdan dolayı rahat bir nefes alamayacaktır.

Her amelin bir esası vardır. Esas sağlıklı olursa, bina da sağlıklı olur. Eğer batıl olursa üzerine bina edilen de batıl olur.  Hazırlanan bu bütçe ise, Ümmet'in temel inancı olan İslami Akide esası üzerine bina edilmemiş, tam tersine zalim Kapitalist esas üzerine bina edilmiştir. Zira bütçedeki açık, bizzat servetin dağılımını dikkate almaksızın ekonomik büyümenin artırılmasıyla çözülmektedir ki bu da Kapitalizm akidesindendir. Bu politikalar, insanların genelinin ve fakirlerinin kendisinden faydalanmaksızın sadece kapitalistlere hizmet etmektedir.

Bununla birlikte bu bütçe, İslami Şeriat'ten fışkıran şer'i hükümlere dayanmamaktadır. Örneğin satış vergisi, gelir vergisi, ticari ihracat ve ithalata uygulanan gümrük vergileri, akaryakıt vergisi ve buna benzer diğer bir takım vergilerin tamamının insanlara uygulanması İslam'ın müsaade etmediği vergilerdir. Diğer taraftan iç ve dış kredilerden vergi ve faizin alınması ve bir takım kamu mülkiyeti adı altında malların özelleştirilmesi de İslam'a aykırıdır ve bu tür uygulamaların tamamı haramdır. Bunlara ilaveten bu bütçe, İslam'ın belirlediği önceliklere de aykırıdır. İslam kalkınmayı teşvik etmiştir, ama fakirlerimizin sırtına binerek değil! Bundan ötürü ülkede fakirlik ve açlık olduğu zaman, insanların temel ihtiyaçlarının giderilmesi, zorunlu olmayan kalkınma projelerinden çok daha önceliklidir.

Kapitalizmin dünyadaki başarısızlığının gözü olan herkese apaçık olduğu bir zamanda mevcut yöneticiler, hala Kapitalizm ideolojisine sıkı sıkı sarılmaktadırlar. İşte bu, yöneticilerimizin ancak Batılı Devletlerin hayranı olduklarına dair bir kanıttır. Nitekim İslâm, para hakkındaki devletin gelirlerini açıklayıp belirlediği gibi, onun harcama yolunu da belirlemiştir. İslâm'daki İktisat Nizamı'nın hedefi, insanların temel ihtiyaçlarını karşılamaktır, yoksa sadece ekonomik büyümenin gerçekleştirilmesi değildir.

Muhakkak ki İslâm, Beyt-ul Mal'ın [devlet hazinesinin] daimi gelir kaynaklarını; harâc, cizye, ganimetler, fey, petrol, madenler ve benzerleri gibi çeşitli türleriyle kamu mülkiyeti gelirleri, devlet mülklerinin gelirleri, definenin ve madenlerin beşte biri ve hak sahibi sekiz sınıftan başkasına harcanmayan zekât olarak belirlemiştir. Dolayısıyla vergiler ve gümrükler, aslen Beyt-ul Mal'ın gelirlerinden olmamıştır. Devlet, zorunlu harcamaları [ikincil ve zorunlu olmayan değil] kapatmak için vergiler koymak zorunda kalırsa, o takdirde muktedir [zengin] olanların mallarının fazlalıkları üzerine doğrudan vergiler koyar. Dahası devlet, halkından her bir ferdin yiyecek, giyecek ve mesken gibi tüm temel ihtiyaçlarını karşılayarak ve istikrarlı geçime ulaşasıya kadar müşfik davranarak tebâsını gözetmekle de mükelleftir. Allah [Azze ve Celle] şöyle buyurmaktadır:

اسْتَجِيبُوا لِرَبِّكُم مِّن قَبْلِ أَن يَأْتِيَ يَوْمٌ لا مَرَدَّ لَهُ مِنَ اللَّهِ مَا لَكُم مِّن مَّلْجَأٍ يَوْمَئِذٍ وَمَا لَكُم مِّن نَّكِيرٍ 

"Allah'a karşı hiçbir direnci olmayan gün gelmezden evvel, Rabbinize icâbet edin, o gün sizin için ne bir sığınak, ne de bir itiraz vardır.[eş-Şûrâ 47]

 

 

 

حزب التحرير

Hizb-ut Tahrir Türkiye Resmi Sözcülüğü

PDF'i indirmek için tıklayınız

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapın!
Yorumunuz başarıyla gönderildi. Editör onayından geçtikten sonra sayfada yayınlanacaktır.
Yorumunuz iletilirken bir hatayla karşılaşıldı. Lütfen daha sonra tekrar deneyiniz.